Anonim Şirketlerde Sermaye Artırımının Geçersizliği Halleri
Meltem Aslan
''Anonim şirketlerde sermaye artırımı'' başlıklı yazımızda Türk Ticaret Kanunu 456 vd. maddelerinde öngörülen usullerden kısaca bahsetmiştik. Bu yazımızda sermaye artış kararının geçersizliği ve iptali hususlarını irdeleyeceğiz.
Süresinde Tescil Edilmeyen Sermaye Artış Kararının Geçersizliği
Sermaye artırım kararının 3 ay içerisinde tescil edilmesi gereklidir (TTK m. 456/3). Artırım kararı üçüncü kişilere karşı tescilden önce hüküm ifade etmez. Sermaye artırım kararının alındığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde ticaret siciline tescil edilmemesi halinde genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararı kendiliğinden geçersiz olacaktır. Sermaye artırımının ticaret siciline tescili kurucu etkiye sahiptir.
Sermaye Artışına Karşı İptal/Fesih Davası Açılması
Anonim şirketlerde sermaye artırımında kuruluşa ilişkin hükümlere atıf yapılmasından dolayı (TTK m. 456/4), sermaye artırımına karşı TTK m. 353 hükmüne göre sermaye artırımının feshi talep edilebilir. Bu davanın açılabilmesi için sermaye artırımında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmesi ve bu şekilde alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatinin önemli ölçüde tehlikeye düşürülmüş olması gerekmektedir.
TTK m. 353 anlamında fesih sebebinin varlığından söz edebilmek için hak ihlali şart değildir, şirket alacaklısının, pay sahibinin ya da kamunun menfaatinin tehlikeye düşmüş olması halinde de kanuna aykırılık önemli ise sermaye artırımının feshi söz konusu olabilecektir. Ayrıca feshe karar verilebilmesi için zararın doğmuş olması da şart değildir, menfaatin tehlikeye düşmüş olması yeterlidir.
Fesih davasının, sermaye artırımının tescil ve ilanından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir
Fesih davasını 3 ay içinde yalnızca, Yönetim kurulu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, ilgili alacaklı ve pay sahibi açabilecektir. Dava şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılır.
Sermaye artırımının feshi için dava açıldığında mahkeme gerekli tedbirleri almalıdır. Dava açıldığında mahkeme, derhal sermaye artırımının feshine karar vermek zorunda değildir; mümkün olduğu takdirde eksikliklerin giderilebilmesi, esas sözleşmeye ve kanuna aykırı hususların düzeltilebilmesi için yönetim kuruluna süre de verebilir.
Sermaye artırımının ticaret siciline tescil edilerek kesinleşmesinden sonra artırımdan dönülmesi mümkün değildir. Ticaret siciline tescilin her türlü sakatlığı onarması ilkesi sermaye artırımı bakımından da geçerli olup, sermaye artırımının tescilinden sonra butlanı veya yokluğuna hükmedilemeyecektir.
Ayrıca şartlar mevcut ise sermaye artırımına ilişkin genel kurul veya duruma göre yönetim kurulu kararının butlanının ileri sürülmesi ya da alınan bu kararların iptalinin talep edilmesi de mümkündür.
Özetle; Sermaye artırım işleminin bir bütün olarak TTK m. 353 uyarınca açılacak bir fesih davası ile geçersiz hale gelmesi mümkündür. Öte yandan sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının TTK m. 445, 446 uyarınca iptal edilmesi veya m. 447 uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesi mümkündür. Aynı şekilde kayıtlı sermaye sisteminde sermaye artırımı hakkındaki yönetim kurulu kararının TTK m. 391 uyarınca butlanına hükmedilmesi veya TTK m. 445 ve 460/5'e göre iptal edilmesi mümkündür. Tüm bu hallerde sermaye artırımı bütün sonuçlarıyla ortadan kalkmaktadır. Ancak anılan davaların açılacağı süre, dava nedenleri, dava açabilecek kişiler bakımından aralarında çeşitli farklılıklar söz konusudur.
KAYNAKÇA:
Yaşayan Ticaret Hukuku, Ömer Teoman
Anonim Şirketler, Soner Altaş
Anonim Ortaklıklarda Sermaye Artırımı, Erdoğan Moroğlu
Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'na Göre Anonim Şirketlerde Sermaye Artırımı, Hasan Pulaşlı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na Göre, Şirketler Hukuku Şerhi, Hasan Pulaşlı
6102 Sayılı Türk TicaretKanununa Göre Anonim Şirketlerde Sermaye Artırımının Geçersizliği, Ömer Korkut