Yayınlar
Ana Sayfa > Yayınlar > Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararları Işığında İşçilik Alacaklarında İspatYargıtay Hukuk Genel Kurul Kararları Işığında İşçilik Alacaklarında İspat
Meryem Sarıkaya
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları üzerinden işçilik alacaklarının ispatında dikkat edilmesi gereken hususlar kısaca ele alınmıştır
İşçilik alacağı davalarında tarafların iddia ve savunmalarını ispat etmesi hiç tereddütsüz yargılamanın seyrini belirlemektedir. Bu sebeple Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararlarından yola çıkarak işçilik alacaklarının ne şekilde ispat edilmesi gerektiği izah edilecektir.
Uygulamadaki sorunlardan yola çıkarak en çok merak edilen hususları dikkatinize sunmaktayız;
- İşçilik Alacaklarında İspat Yükü Hangi Tarafa Aittir? Fazla Çalışma Alacağı Nasıl İspatlanır?
Kural olarak bir vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf, ispat yükünü üzerinde taşımaktadır. Kendisine ispat yükü düşen taraf, iddiasını ispat edemezse kendisine ispat yükü düşmeyen diğer tarafın onun iddiasının aksini ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş sayılmaktadır.
İş Kanunumuzda fazla çalışmanın ispatı ile ilgili olarak özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple fazla çalışmanın ispatı genel hükümlere tabidir.
Yargıtay HGKK 2022/601 E. 2022/1523 K. 15.11.2022 T. Kararında fazla çalışmanın ispatı ile ilgili olarak önüne gelen uyuşmazlıkta aşağıdaki tespitlere yer vermiştir;
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, kural olarak bu iddiasını ispat etmek zorundadır.
Fiili bir olgu söz konusu olduğundan kural olarak işçi, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Bu kapsamda, iş davalarında sıklıkla başvurulan delillerden biri olan tanık beyanı, takdiri bir delildir; hâkimi bağlamaz ancak hâkim tanık beyanını serbestçe takdir ederken sadece vicdani kanaati ile karar veremez. Tanık beyanları yönünde ya da aksine hüküm tesis edilmesi durumunda tanık beyanının neden kabul edildiği ya da edilmediği açıklanmalıdır.
Somut olayın değerlendirilmesine gelince;
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; salt tanık beyanları ile fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı … Devlet Hastanesinde otomasyon görevlisi olarak çalıştığını, çalışma sürelerinin İş Kanunu’nda belirlenen azami sınırın çok üzerinde olmasına rağmen çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacakları yanında fazla çalışma ücretinin de davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davalı Bakanlığa bağlı otomasyon bölümünde alt işveren işçisi olarak çalışan davacının taraf tanık beyanlarına göre günlük 9,5 saat çalıştığı, 1 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftada 6 saat fazla çalışma yaptığına ilişkin tespit doğrultusunda bilirkişi tarafından yapılan hesaplama esas alınarak %30 oranında indirim yapılmak suretiyle 2.935,83 TL fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece bilgisine başvurulmuş ve halen davalı Bakanlığa ait bu işyerinde çalışmaya devam eden taraf tanıkları işyerinde fazla çalışma yapıldığı iddiasını doğrular yönde ve birbiriyle tutarlı beyanda bulunmuşlardır. Bununla birlikte davalı … ile ihbar olunan şirket arasında imzalanan hizmet alımına ait sözleşme tasarısına göre alt işverene bırakılan işin niteliği dikkate alındığında işin fazla çalışma yapılmasına elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Bu suretle uyuşmazlık konusu alacağın taraf tanıklarının beyanlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmasının isabetli olduğu kanaatine varılmıştır.
- Mahkemeler Tanık Beyanlarına Hangi Şartlarda İtibar Etmektedir?
Davacı işçi tarafından tanık deliline dayanılması halinde aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça tanıkların gerçeği söyledikleri gözetilerek değerlendirme yapılmaktadır. İşçilik alacağının ispatında işçi ile beraber aynı işveren nezdinde çalışan tanıkların beyanlarına kural olarak itibar edilmektedir. Ancak bu tanıkların ancak kendi çalıştıkları dönemdeki şartları bildiği kabul edilerek davacı ile birlikte çalıştıkları dönem üzerinden hesaplama yapılmaktadır.
Yargıtay HGKK 2021/9-761 E. 2022/887 K. 14.06.2022 T. Kararında tanık beyanlarına ancak kendi çalıştıkları dönem ile sınırlı olarak itibar edilmesi gerektiğine dair tespitlere yer verilmiştir;
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının zamanaşımı savunması dikkate alınarak 10.01.2009-31.12.2013 tarihleri arasında davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davacı tanıklarından … 2003 yılından 2012 yılının Eylül ayına kadar, … 1996-2007 yılları arasında, … isimli tanık ise 1997-2004 yılları arasında davalı işyerinde çalıştığını beyan etmişlerdir.
Şu halde, tanıkların kendi çalışma dönemine ilişkin düzeni bildiklerinden hareketle, davacı tanıklarının çalışma dönemi ile sınırlı olmak üzere fazla çalışma ile genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği halde, hesaplamanın 31.12.2013 tarihinde kadar yapılması hatalı görülmüştür.
- Aynı İşveren Aleyhine Dava Açan İşçilerin Tanıklıklarına İtibar Edilir Mi?
Davacı işçi tarafından gösterilen tanıklar, aynı işverene karşı dava açmış ise beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekmekte, husumetli tanık beyanlarına ancak yan delillerle birlikte desteklenmesi halinde itibar edilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilmektedir.
Yargıtay HGKK 2020/580 E. 2022/156 K. 17.02.2022 T. Kararında aynı işveren aleyhine dava açan işçiler yönünden aşağıdaki tespitlere yer vermiştir;
Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılmamakla beraber aynı işveren aleyhine dava açan kişiler davacı olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi; birbirlerine tanıklık eden kişilerin beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ve bu tanıkların beyanlarının diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 19.03.2019 tarihli ve 2019/22-61 E., 2019/317 K; 02.12.2020 tarihli ve 2016/(22)9-2229 E., 2020/994 K.; 17.06.2021 tarihli ve 2018/(22)9-131 E., 2021/788 K. Sayılı kararlarında da bu ilkeler benimsenmiştir.
Somut olayın değerlendirilmesine gelince;
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Çimento San. ve Tic. A.Ş.’ye ait baraj yapım işinde alt işverenler nezdinde haftanın yedi günü 07:00-20:00 saatleri arasında mikser operatörü olarak çalıştığını, dini bayramların ilk günü hariç izin kullanmadığını, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmediğini ileri sürmüş; davalı … Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekili ise iddia edilen çalışma gün ve saatlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çimento nakliyesi ve beton dökme işinin hava şartlarına bağlı olarak bazı günler yapılamadığını, davacının alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Davalı … Çimento San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından davacı tanıklarının davalı aleyhine açtıkları davalarının bulunduğu belirtilmiş ise de, tanık beyanlarının diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Bu kapsamda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, dosya kapsamı, davacı ile birlikte alt işveren olduğu kabul edilen davalı … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. bünyesinde çalıştığı anlaşılan davacı tanıklarının beyanları ile özellikle yapılan işin niteliği ve işyerinin özelliği dikkate alındığında, mahkemece davacı işçinin çalışma gün ve saatlerine ilişkin kabulünün isabetli olduğu kanaatine varılmıştır.
- Davacı Tanıkları İşverenle Husumetli İse Hafta Tatili Alacağı Ne Şekilde İspatlanır?
Hafta tatili günlerinde çalışma yapıldığının ispatı genel hükümlere tabidir. Hafta tatilinde çalıştığını iddia eden işçi, kural olarak, bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Çalışma olduğunun ispatlanması halinde söz konusu ücretlerin ödendiğini ispat yükü ise işverenin üzerindedir. Hafta tatilinde çalışma yapılıp yapılmadığı ile ilgili olarak dosya kapsamındaki delillerle birlikte yapılan işin niteliği de dikkate alınmaktadır.
Yargıtay HGKK 2020/190 E. 2022/289 K. 10.03.2022 T. Kararında hafta tatili alacağının ispatı ile ilgili aşağıdaki tespitlere yer vermiştir;
Fiili bir olgu söz konusu olduğundan kural olarak işçi, hafta tatili günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir. İspat konusunda en önemli deliller yazılı belgelerdir. İşyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak iddianın bu tür belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de hafta tatilinde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayın değerlendirilmesine gelince;
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yapılan işin niteliği ve emsal dava dosyası dikkate alınarak davacının ayda 2 hafta tatilinde çalıştığının kabulü ile sonuca gidilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece davacı tanıklarının davalıya karşı açmış olduğu davalarının bulunması nedeniyle bu tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, davacının hafta tatili günlerinde çalıştığını ispatlayamadığı gerekçesiyle hafta tatili ücreti alacağının reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı tanıkları davalıya karşı açtıkları davalarının bulunduğunu beyan etmişlerse de, davacının yaptığı işin, hafta tatillerinde çalışmaya uygun olup olmadığı da önemlidir. Davacı, inşaat teknikeri olarak şantiyelerde çalışmaktadır ve söz konusu iş inşaat işidir. Bu sebeple, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları Mayıs 2013- Eylül 2014 tarihleri arasında yapılan işin niteliği dikkate alındığında ayda iki hafta tatilinde çalıştığı kabulü ile karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Neticeten; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları üzerinden işçilik alacaklarının ispatında dikkat edilmesi gereken hususlar kısaca ele alınmıştır. Bu kapsamda ispat yükünün hangi tarafa ait olduğu, fazla çalışma alacağının ne şekilde ispat edilmesi gerektiği, mahkemelerce tanık beyanlarına hangi şartlarda itibar edildiği, aynı işveren aleyhine dava açan tanıkların beyanlarına itibar edilip edilmediği, hafta tatili alacağının ispatı ile ilgili çarpıcı bilgilere yer verilmiştir. İşçilik alacağı davalarında ispat hususunun en önemli nokta olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır.